Avrasya Üniversiteler Birliği'nin (EURAS) organize ettiği ‘10. EURIE Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’nde dikkat çeken açıklamalar yaptı.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç'in açıklamaları şöyle:
Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum. Dünyanın en büyük iki ticaret odasından biri olan İTO’nun başkanı olarak, 10. Avrasya Yükseköğretim Zirvesi münasebetiyle sizlere hitap etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Zirveye yurt dışından katılan misafirlerimize de hoş geldiniz diyorum.
Bu vesileyle Zirve’nin, ünlü filozof lmmanuel Kant’ın dediği gibi “Mutlaka eğitilmesi gereken tek yaratık olan insanın” eğitimine çağdaş bir katkı sunmasını diliyorum.
Değerli Dostlar, Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’nin uluslararası eğitim etkinliği olmasının ötesinde bir anlama sahip olduğuna inanıyorum. Bunun en önemli göstergesi de adıdır: Günümüz medeniyetinin iki büyük özelliği varsa, bu özelliklerden birincisi Doğu’nun bilgeliği ve birikimi; diğeri de Batı’nın yenilikçi ve geleceği inşa eden vizyonerliğidir.
Bana göre Avrasya Yükseköğretim Zirvesi, eğitim alanında bu iki özelliği bütünleştiriyor. McLuhan’ın deyimiyle büyük bir “global köy”e dönüşen dünya, aynı zamanda “global bir üniversite”dir. Bu global üniversite, hem bugünün, hem de geleceğin dünyasını inşa ediyor. Bu yüzden üniversitelerimiz, dünyanın ihtiyaç duyduğu küresel bilgi ekonomisinin gelişimi, inovasyonun teşvik edilmesi, ve bunun için gerekli donanımlı insanın yetişmesi için vazgeçilmezdir.
Artık üniversiteler sadece bilginin üretildiği merkezler değildir. Aynı zamanda bilginin çağın ve toplumların ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde hayatın içine dahil edildiği, kalkınma ve gelişmeyi yönlendirdiği, çevre ve doğayla barışık niteliğe kavuştuğu merkezlerdir. Dolayısıyla yaşanabilir bir dünyada sürdürülebilir bir gelişimin belirlendiği mekânlar, üniversitelerimizdir.
Kıymetli Misafirler,
İstanbul iş dünyasını temsil eden İstanbul Ticaret Odası olarak biz, bahsettiğim nedenlerden dolayı, yüksek öğretimin önemine en çok inanan kurumuz. Bunu da eğitime verdiğimiz sınırsız destek, üniversite-iş dünyası birlikteliğinin somut örnekleri olan projelerimiz ve İstanbul Ticaret Üniversitemizle gösteriyoruz.
2001 yılından beri İstanbul Ticaret Üniversitemiz, binlerce öğrenci yetiştirirken, “global köyün” yerel değer ve kültürlerini korumaya özen gösterdi. Bunun için de Türk öğrencilerin yanı sıra dünyanın 82 farklı ülkesinden binlerce öğrenciye İstanbul’a yakışan eğitim veriyoruz. İstanbul’a yakışan eğitim, Avrasya’yı buluşturan eğitimdir. Bir kampüsü, Avrupa kıtasında, diğer kampüsü Asya kıtasında olan bir üniversite olarak biz işte tam da bu zirvenin hedeflerini gerçekleştiriyoruz.
Şüphesiz burada İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin tanıtımını yapmıyorum. Ticaret Üniversitesi’nden yola çıkarak, Zirve’nin yapıldığı İstanbul’un ve Türkiye’nin ekonomide, ticarette, enerjide, kültürde olduğu gibi eğitimde de Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğu gerçeğinin altını çiziyorum.
Türkiye’nin bu başarısını rakamlar da doğruluyor. Türkiye üniversitelerinde 8 milyondan fazla öğrenci eğitim görüyor. Bu rakamla Avrupa'da en fazla üniversite öğrencisine sahip ülkeyiz.
Yine Türkiye akademik yayın üretiminde dünya çapında ilk 20 ülke arasında yer alıyor.
Ayrıca Türkiye’de tam 198 farklı ülkeden 350 bini aşkın uluslararası öğrenci mevcut... Bu oranla en fazla uluslararası öğrenciye sahip ilk 10 ülke arasındayız.
Bu rakamlar gösteriyor ki, Türkiye küresel akademik çekim merkezlerinden biri olmayı başarmıştır. Gururla ifade edeyim ki, başkanlığını yürüttüğümü Hizmet İhracatçıları Birliği uhdesindeki eğitim sektörümüzün bunda büyük payı bulunuyor. Huzurlarınızda sektör temsilcilerimizin her birini [ve özelikle Sayın Mustafa Aydın’ı) kutluyorum.
Ayrıca Türkiye’nin Yükseköğretim Kurulu (YÖK) da ortaya koyduğu başarılı yönetim performansıyla akademik kalitemizin ve yaygınlığımızın dünya çapında olmasını temin etti. Bir yandan akademisyenlerimizin uluslararası deneyim ve bilgilerini artırırken, diğer yandan Türk eğitim modelinin oluşmasını sağladı. YÖK Başkanımızın nezdinde tüm emeği geçenleri tebrik ediyorum, katkılarını minnetle anıyorum.
Değerli Katılımcılar,
Zirvenin bir parçası olan Avrasya Üniversiteler Birliği’ni (EURAS) de burada anmak isterim. Uluslararası akademik iş birliklerinin geliştirilmesi ve yüksek öğretimde uluslararasılaşmanın desteklenmesi amacıyla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde kurulan Avrasya Üniversiteler Birliği, Doğu ile Batının buluşmasını ve güçlerini birleştirmesini simgeliyor. Güçlü bir akademik ağ olan EURAS, 20 binden fazla akademisyen ve araştırmacıyı bir araya getirerek, hedefine sağlam adımlarla ilerliyor.
Kanaatime göre, bu yöndeki en önemli vasıtası olan Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’nin amacı, Anadolu’nun 13. yüzyılda yaşamış bilgesi Mevlana Celaleddin Rumi’nin şu sözlerinde saklıdır:
“Sütten çıkıncа bütün kаşıklаr аktır. Önemli olаn, içinden çıktığın sütü аk bırаkmаktır.”
Kanaatimce, Avrasya Yüksek Öğretim Zirvesi de, içinde bulunduğumuz dünyayı aslına döndürüp süt gibi beyaz kılacaktır. İnsan oğlunun bütün tahripkârlığını ve meydan okuyuculuğunu aslına döndürecek eğitim anlayışını kurumsallaştırıp yaygınlaştıracaktır. Dünyayı süt gibi beyaz kılacak, beyazlığını çoğaltarak gelecek nesillere bırakacak bir eğitim anlayışını oluşturacaktır.
Kıymetli Misafirler,
Bu temennilerle konuşmamı bitirirken, uluslararası yüksek öğrenim için yeni bir buluşma noktası olan Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’nin hem tanıtım stantlarıyla, hem etkinlikleriyle, özgün bir eğitim vizyonunun oluşmasına katkıda bulunmasını diliyorum.
Yerel eğitim uygulamalarının bu zirve vesilesiyle kök salarak, küresel bir renge bürünmesini ve her ülkede yeni çiçekler açtırmasını temenni ediyorum.
Doğu’nun bilgeliğini, Batı’nın bilgisini birleştiren Zirve’nin “sürdürülebilir ve yeryüzünün her köşesini aydınlatan” bir eğitim şenliğine dönüşmesini diliyorum.
Bu düşüncelerle sözlerimi tamamlarken, bu başarılı organizasyonda emeği geçenleri yürekten kutluyor,
Zirvenin katılımcı üniversiteler ve misafirlerimiz ile ziyaretçiler için hayırlı olmasını diliyor,
Hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum.