istanbul-ticaret-gazetesi
istanbul-ticaret-gazetesi

SON DAKİKA: Erdoğan'dan ticaret savaşları için ilk yorum: Şiddetli bir kasırga geliyor

Son dakika haberi... Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret savaşlarına dikkat çekerek küresel sistemin çatırdadığını belirtirken,"Şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır." ifadelerini kullandı. Erdoğan, ardından Türkiye'nin bu fırtınalı süreci "sahada ve masada en iyi yöneten ülkelerden biri" olduğunu vurguladı.

Giriş: 09.04.2025 - 10:14
Güncelleme: 09.04.2025 - 10:25
SON DAKİKA: Erdoğan'dan ticaret savaşları için ilk yorum: Şiddetli bir kasırga geliyor

Son dakika haberleri... Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. ABD ve Çin arasındaki tarife restleşmelerine işaret eden Erdoğan, küresel sistemin çatırdadığını belirterek, "Şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır. Bu süreci sahada ve masada en iyi yöneten ülkelerden biri Türkiye'dir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, "Ticaret, üretim ve ihracat tarafında menfi bir durum beklemiyoruz. Düşük tarife uygulanan ülkeler arasında olmamız hasebiyle bu muhataralı dönemi birçok ülkeye kıyasla daha kolay atlatacağımıza inanıyoruz. İş dünyamız müsterih olsun. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun. Özellikle orta ve uzun vadede Türkiye'nin benzer ülkelere göre daha az etkilenmesini, daha güçlü büyüme sergilemesini öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının öne çıkan kısımları şöyle:

Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler çok önemli bir değişimin eşiğinde, hatta coğrafyamız itibarıyla merkezinde olduğumuzu gösteriyor. İkinci Cihan Harbi sonrasında inşa edilen, Soğuk Savaş'ın bitimiyle adeta kökleşen küresel sistem açıkçası temelden çatırdıyor. Neoliberal ekonomik ve siyasal düzenin yerine daha korumacı bir yapının yükselmekte olduğunu görüyoruz.


Sadece Asya'da, Avrupa'da, Amerika'da değil, hemen her yerde devletler, toplumu ve ekonomiyi güçlendirmeyi amaçlayan politikalar üretiyor. Ticaret'ten güvenliğe, savunmadan nüfus oranına çok geniş bir yelpazede yeni mücadele dönemine hazırlık yapılıyor.


Uluslararası siyasetin neredeyse tüm aktörleri yeni arayışlara girdi. Gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen ticaret savaşlarının küresel ölçekte bir etki uyandıracağı anlaşılıyor. Büyük küçük demeden, herkesi etkileyecek, şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır. Dünyamız, özellikle ekonomi ve askeri kapasite bakımından tek kutuplu bir yapıdan çok kutuplu bir mimariye doğru hızla yol almaktadır.


Son aylarda üst üste gelen haberleri, işte bu yeni dönemin doğum sancıları olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Şunu büyük bir gururla bir kez daha söylemek arzusundayım: Tarihi olduğu kadar sancılı da olan bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, sahada ve masada en güçlü konumda bulunan ülkelerden biri Türkiye'dir. Geçmişte farklı sebeplerle küresel rekabette minder dışına itilen ülkemiz, Allah'ın izniyle yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline gelmektedir. Bunun işaretlerini şimdiden görmeye başladık.


Sözünün ağırlığı olan, tavrı, duruşu, söylemi dikkatle takip edilen bir ülke olarak Türkiye'nin ismi her platformda daha sık telaffuz ediliyor. Türkiye'siz bir denklem kurulamayacağı, kurulsa dahi bunun yaşama şansının olmadığı küresel aktörler tarafından da kimi zaman gönüllü ama çoğu zaman mecburen kabulleniliyor.


Küresel ekonomi zorlu bir sınavdan geçmektedir. Son bir haftada uluslararası ticaret savaşları yeni bir boyuta evrildi. Karşılıklı olarak tonu artan söylemlerle tarife kavgaları daha da kızışmaya başladı. Sermaye piyasalarındaki depremin artçı sarsıntıları henüz oturmadı. Bütün bu gelişmelerin küresel ekonomiyi üç noktada etkilemesi bekleniyor. Birincisi, ticaret hacmindeki daralma ve küresel tedarik zincirlerindeki aksamayla birlikte enflasyonist baskıların artmasıdır. İkincisi, derinleşen belirsizlik ortamının piyasalarda ciddi bir güven kaybına yol açmasıdır. Üçüncüsü ise emtia fiyatlarındaki dalgalanmadır. Tüm bunlar neticesinde küresel büyüme hızının yavaşlaması, hatta kimi büyük ekonomilerin durgunluğa girmesi kuvvetle muhtemeldir. Peki bu küresel tabloda Türkiye olarak biz nerede duruyoruz?


Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, 14-28 Mayıs seçimleri sonrasında ekonomide çok güçlü bir ekip kurduk. Hem enflasyon ve hayat pahalılığı başta olmak üzere ülkemizin mevcut sorunlarını çözecek hem de Türkiye'yi şoklara karşı dirençli hale getirecek kapsamlı bir programı Mayıs 2023'ten itibaren kararlılıkla hayata geçirdik. Programımız sayesinde dış kırılganlıklarımızı azaltırken şoklara karşı mukavemetimizi artırdık ve makro finansal istikrarı güçlendirdik. Evet dünyada ciddi bir belirsizlik ortamı var ama Türkiye'nin de yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var.


Ticaret, üretim ve ihracat tarafında menfi bir durum beklemiyoruz. Düşük tarife uygulanan ülkeler arasında olmamız hasebiyle bu muhataralı dönemi birçok ülkeye kıyasla daha kolay atlatacağımıza inanıyoruz. İş dünyamız müsterih olsun. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun. Özellikle orta ve uzun vadede Türkiye'nin benzer ülkelere göre daha az etkilenmesini, daha güçlü büyüme sergilemesini öngörüyoruz. Bunun da dört temel sebebi bulunuyor.


Öncelikle ihracatımızın yüzde 62'sini serbest ticaret anlaşmamız olan ülkelerle gerçekleştiriyoruz. Dahası, dünya borç batağında yüzerken bizim toplam borçluluğumuz milli gelirimizin sadece yüzde 93'ü gibi çok düşük seviyede seyrediyor. Ayrıca gelişmiş ülkeler yaşlanırken Türkiye çalışma çağındaki genç ve dinamik iş gücüyle farklı bir konumda yer alıyor. Son olarak güçlü altyapımız, üretim çeşitliliğine sahip imalat sanayimiz ve hizmetler sektöründeki yüksek potansiyelimizle pozitif ayrışıyoruz. Yani her bakımdan umut veren, güven veren bir hikayeye sahibiz. Uygulamakta olduğumuz makroekonomik istikrar ve reform programıyla da bu hikayeyi büyük bir avantaja dönüştürmüş durumdayız.


Ekonomi programımızın önceliği olan dezenflasyon süreci devam ediyor. Yıllık enflasyon 10 aydır geriliyor. Mart enflasyonu yüzde 38,1 olarak gerçekleşti. Para politikasının gecikmeli etkisi, kamu maliyesinin daha güçlü desteği ve arz yönlü reformlarla enflasyondaki düşüş sürecektir. Maliye politikasında disiplinli duruşumuzu muhafaza ediyoruz. Geçen yıl başlattığımız harcama disiplini ve tasarruf tedbirleri bu yıl da devam edecek.


Dış dengede güçlü bir iyileşme var. Brüt dış finansman ihtiyacımız azalıyor. 2023 Mayıs'ında 55,1 milyar dolar olan cari açık, ocakta 11,5 milyar dolara geriledi. Petrol fiyatlarındaki düşüş de lehimizedir. Cari açığın kapanmasına katkıda bulunacaktır. Büyüme dengelenirken istihdam tarafında oldukça güçlü bir performans gösteriyor. Şubat ayında işsizlik oranı 2012'den bu yana en düşük seviye olan yüzde 8,2'ye indi. İhracat tarafında da hamdolsun işler yolunda gidiyor. 28 Mart Cuma günü 2 milyar 65 milyon dolarlık günlük mal ihracatıyla Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ikinci günlük ihracatına ulaştık. Mart ayında ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,2 artarak 23,4 milyar doları buldu. Böylece 12 ayda yıllıklandırılmış ihracatımız 263,4 milyar dolara yükseldi.


Merkez Bankamızın brüt rezervleri toplam 156,5 milyar dolarla güçlü görünümünü koruyor.