HAMİT KARDAŞ
İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından düzenlenen konferans, panel ve kültürel etkinlikler hız kesmeden devam ediyor. Yeni dönemin ilk etkinliğinin konuğu Chicago Üniversitesi Öğretim Üyesi, ekonomik büyüme, rekabet, inovasyon, girişimcilik alanında çalışmaları ile bilinen Prof. Dr. Ufuk Akçiğit oldu. Prof. Dr. Akçiğit, ‘Türkiye Ekonomisinin Dinamikleri’ konulu bir konferans verdi.
MAKALE VE PATENT ARTTIKÇA
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Elçin Aykaç Alp’ın yönettiği konferans, üniversite konferans salonunda sınırlı bir katılımla gerçekleştirildi ve internetten yayınlandı. Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, konferansta üniversitelerin durumunu, inovasyonu ve bilimsel araştırmaları ele aldı. İnovasyonların temelinde üniversitelerden çıkan bilimsel çalışmalar olduğunu belirten Prof. Dr. Akçiğit, bilimsel çalışmalar olmasa naylonun bile üretilemeyeceğine dikkat çekti. Bu nedenle ekonomik büyüme için üniversitelerin çok güçlü olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akçiğit, şunları söyledi: “Üniversitelerden iyi bilimsel çıktı çıkarsa bunlar büyük firmalar tarafından alınacak ve ürüne dönüşecektir. Makale ve patent sayısı arttıkça büyüme de olacaktır. Sadece firmalar üzerinden büyümek mümkün değil, üniversitelerin de bunu desteklemesi gerekiyor. Çin, son dönemdeki büyüme hızına paralel olarak üniversiteleri de geliştiriyor; makale ve patent sayısını artırıyor.”
İNOVASYONA YATIRIM
Türkiye’nin, gayri safi milli hasılaya oranla Ar-Ge çalışmalarına pay ayıran OECD ülkeleri arasında geride olduğunu belirten Prof. Dr. Akçiğit, “Gelişmiş ülkeler Ar-Ge’ye yüzde 5 pay ayırırken, Türkiye’de bu oran yüzde 1” dedi. ‘Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için gerekli olan nedir’ sorusunun cevabının belli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akçiğit, “Bunun için Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapılması gerekir. Ar-Ge yatırımları olmadığında patent sayısı da düşük olacaktır” diye konuştu.
ÜNİVERSİTELERE DESTEK YÜKSEK
Türkiye’de özel sektöre Ar-Ge teşviklerinin OECD ortalamasının çok üzerinde olduğunu anlatan Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, buna rağmen ortaya ürün çıkmamasının sebebinin sistemin başka yerde tıkanması olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, benzer bir durumun üniversitelerde de olduğunu belirterek, devletin üniversitelere desteğinin OECD ortalamasının üzerinde olmasına rağmen kişi başına düşen yayın sayısının diğer ülkelere göre çok az olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Akçiğit, şunları söyledi: “Kamu desteğine ve teşvikine rağmen firmaların Ar-Ge çalışmaları, yükseköğretime aktarılan geniş kaynaklara rağmen yayın sayısı yeterli değil. Burada kaynakların doğru kullanımı sorunu ortaya çıkıyor. Örneğin üniversitelerde bu kaynaklar akademisyen maaşı için mi, ders kalitesini artırmak için mi kullanılmalı?”
TÜRKİYE’DE ARAŞTIRMA VERİMİ DÜŞÜYOR
Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, 1990’lı yıllardan 2006’ya kadar araştırmacıların yaptığı yayınların sürekli arttığını, 2006’dan itibaren ise yayın sayısı artışının kesildiğini belirtti. “2006, bu konuda bir milat”diyen Prof. Dr. Akçiğit, bu tarihten itibaren çok sayıda üniversite açıldığını, üniversitelerin yüzde 50’sinden fazlasının bu tarihten sonra kurulduğunu söyledi. Prof. Dr. Akçiğit, akademisyenlerin Türkiye’de doçent olana kadar verimliliğinin arttığını, doçent ve profesör olduktan sonra ise düştüğünü söyledi. Prof. Dr. Akçiğit, “Tüm bunlar kaynakların nasıl kullanılması gerektiği konusunda ciddi bir diyalog ve iletişime ihtiyaç bulunduğunu gösteriyor” dedi.