Cambridge Üniversitesi'nden gökbilimci Nikku Madhusudhan liderliğindeki ekip, K2-18b gezegeninin atmosferine yönelik yeni gözlemlerinde çarpıcı sonuçlara ulaştı. Dünya'dan yaklaşık 124 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve 2015 yılında keşfedilen K2-18b, kendi yıldızının yaşanabilir bölgesinde yer alıyor. Bu, yüzeyinde sıvı su bulunma ihtimali olduğunu gösteriyor.
Gezegenin, Dünya'nın yaklaşık sekiz katı büyüklüğünde olduğu ve hidrojen açısından zengin bir atmosferle kaplı olabileceği düşünülüyor. Daha önceki gözlemler su buharı tespit etmişti; bu da gezegenin okyanuslarla kaplı olabileceği fikrini güçlendirmişti.
2023’TE SU BAHARI TESPİT EDİLDİ
2023 yılında James Webb Uzay Teleskobu (JWST) kullanılarak yapılan gözlemlerde, su buharı, karbondioksit ve metanın yanı sıra, Dünya'da yalnızca canlı organizmalar tarafından üretilen dimetil sülfür (DMS) molekülüne dair zayıf sinyaller tespit edildi. Yeni gözlemlerde ise, daha güçlü DMS sinyalleri ile birlikte, yine biyolojik kökenli olduğu bilinen dimetil disülfür (DMDS) izlerine de rastlandı.
Bu verilerin, Webb teleskobu üzerindeki farklı bir enstrüman ve farklı bir dalga boyu aralığı kullanılarak elde edildiği belirtildi. Bu durumun, bulguların bağımsız bir kanıt olarak değerlendirilmesini mümkün kıldığı ifade edildi.
BİLİMSEL TEMKİNLİLİK ŞART
Elde edilen verilerin istatistiksel öneminin üç sigma düzeyinde olduğu açıklandı. Bu da, tespit edilen örüntünün tesadüfi olma ihtimalinin binde üç olduğu anlamına geliyor. Ancak bilimsel toplulukta genel kabul gören keşif eşiği beş sigma olarak belirlendiğinden, mevcut verilerle kesin yargılara varmanın erken olacağı uyarısı yapıldı.
NASA Ames Araştırma Merkezi'nden araştırmacılar, yeni bulguların önceki verilere göre daha güçlü olduğunu ancak yine de bağımsız araştırma ekipleri tarafından doğrulanması gerektiğini vurguladı.
ŞÜPHELER VE ZORLUKLAR
Bazı bilim insanları ise bulgulara daha temkinli yaklaşıyor. Uzmanlar, DMS ya da DMDS moleküllerinin gerçekten mevcut olduğuna dair henüz ikna edici ve kesin bir kanıt olmadığını belirtiyor.
Daha önce K2-18b ile ilgili yapılan açıklamaların, sonraki analizlerde geçerliliğini yitirdiği hatırlatılarak, dış gezegen atmosferlerinde biyolojik işaretlerin tespitine yönelik verilerin mutlaka çok yönlü ve titiz bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Ayrıca, hidrojen açısından zengin atmosferlerde DMS oluşumu hakkında bilimsel bilginin sınırlı olduğu ve bu konudaki biyolojik olmayan alternatif mekanizmaların daha ayrıntılı araştırılması gerektiği ifade ediliyor.
TEKNOLOJİK VE BİLİMSEL DÖNÜM NOKTASI
Tüm belirsizliklere rağmen araştırmanın potansiyel önemi vurgulanıyor. Bu gelişme, insanlığın bilimsel ve teknolojik kapasitesini ortaya koyan önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Araştırmacılar, Webb teleskobu ile yapılacak ek gözlemlerin beş sigma düzeyine ulaşılmasında etkili olabileceğini öngörüyor. Ancak gezegenin atmosfer yapısının ölçümünde karşılaşılan zorluklar, bu hedefe ulaşılmasını garanti etmiyor.